Pirinç Yasası Nedir? Hayatın Küçük Gerçeklerine Mizahi Bir Bakış
Pirinç Yasası: Her Şeyin Bir Bedeli Vardır, Hele Ki Pirinçse!
İzmir’de, sabahları kahvaltıdan sonra bir yere gitmeye çalışırken, birden aklıma Pirinç Yasası geldi. “Pirinç yasası nedir?” diye kendime sordum, bu bir anlık felsefi bir boşluk anıydı herhalde. Hani, normalde bu tür derin soruları sorarken kahve içer, biraz daha ciddi bir şekilde kafa yorardım. Ama bir yandan da, acaba bu yasa gerçek mi, yoksa sadece annemin bizim eve yaptığı yemeklerin farkına varmam için tasarlanmış bir yaşam kuralı mı diye düşünmeden edemedim. İzmir’de, arkadaşlarım arasında “Pirincin kadar var” şeklinde espriler yaparak geçen zamanların da etkisiyle bu yasa, aslında fazlasıyla tanıdık geldi.
Pirinç Yasası, basit bir şekilde her şeyin bir bedeli olduğunu anlatan, hayatın karmaşasını daha rahat kavrayabilmemizi sağlayan bir “yasadır”. Bunu yemekle ilişkilendirirsek, yemek hazırlamak ne kadar zahmetli ve zaman alıcıysa, sonuçta o pirincin de bir bedeli vardır. Ama gelin, bu soruyu biraz daha eğlenceli bir şekilde irdeleyelim.
Pirinç Yasası ve Gerçek Hayat
Bir sabah, temizlik yaparken elimde pirinç paketini gördüm. Annem, bir kez daha “Daha az pirinç al, bu kadar fazla pirinçle ne yapacaksın?” diyerek beni sorguluyor. O an, Pirinç Yasası’nı anladım! Pirincin doğru miktarda alınması gerek; fazla olursa israf, az olursa da açlık demek. Yani, “Her şeyin ölçüsünde bir bedeli vardır,” diyebilirim. Peki, bu yasa sadece pirinçle mi sınırlı?
Arkadaşım Selim’le bir gün kafede buluştuk. O an, “Pirinç Yasası”nı gerçekten uygulamaya başladığımı fark ettim. Selim, yeni bir iş fikri bulmuş. Şu an İzmir’in en hızlı büyüyen girişimci adaylarından biri. Ama her zaman olduğu gibi, muhabbeti açınca, her konuda çok derinleşiyoruz. O sırada şöyle bir diyalog yaşandı:
Selim: “Yani işin özü şu; her yatırımın bir riski var. Ama doğru yatırımı yaparsan, geri dönüşü büyük olur.”
Ben: “Peki ya bu pirinç gibi mi? Az mı, çok mu?”
Selim: “Bunu ben çok düşündüm, pirinç gibi diyebiliriz aslında.”
Ben: “Hah, Pirinç Yasası! Çok fazla alınca bu sefer yemek yapmak daha zor oluyor, ama az olursa da aç kalırsın. Aynen öyle, yatırım da böyle!”
(Çok zekiyim, değil mi? Bunu unutmadım tabii.)
Pirinç Yasası: Bazen Basit Bir Özgürlük, Bazen Karar Verme Zorluğu
Hadi bir de Pirinç Yasası’nı başka bir açıdan ele alalım: Karar vermek. Bazen hayat, fazla pirinç almak gibidir; seçeneklerin o kadar çoktur ki, en sonunda hiçbirini seçemediğin bir noktaya gelirsin. Hani, kahvaltı için ekmek mi alayım, yoksa poğaça mı? Pirinç yasası burada da devreye girer: Az karar, çok iş. Yani, ne kadar çok seçenek, o kadar çok kafa karışıklığı!
Düşünsenize, bir akşam yemeği yapıyorsunuz. Annem “Yaprak sarma mı, pilav mı?” diye soruyor. Tabii, ben de hem pilavın hem de sarmanın ne kadar güzel olduğunu biliyorum. Ama işte bu Pirinç Yasası devreye giriyor: Az karar, çok iş. O kadar çok seçeneğim var ki, bir türlü karar veremiyorum. O yüzden, biraz riske girip, ikisini de yapıyorum! Ama sonra sabah uyandığımda, o kadar pilav ve yaprak sarmayla ne yapacağımı bilemiyorum. Tam anlamıyla Pirinç Yasası, hayatın bana getirdiği bir karmaşa!
Pirinç Yasası ve Sosyal Hayat: Aynı Anda Hem Keyif, Hem Kafa Karışıklığı
Yeri gelmişken, Pirinç Yasası’na sosyal hayatı da dahil edelim. Arkadaşlar arasında herkesin bir fikri vardır. Sen her zaman herkesin istediği şekilde davranmak zorunda hissedersin, ama bu durumda da fazla “pirinç” almış oluyorsun. “Hayır, bunu yapmam!” dediğinde herkes seni sosyal hayattan dışlıyor. Bir grup etkinliği planlanıyor, ama tek başıma karar vermek, cidden zor bir iş! Herkesin fikirleri bir araya geldiğinde, içimdeki mühendis tarafı hemen devreye giriyor: “Bu, bir denklemdir! Aşırı seçenek = Aşırı karmaşa.”
Ama içimdeki insan tarafı, “Bunu yapma, rahat ol! Ya da yap ama işin tadını çıkar,” diyor. Bazen gerçekten de insan, birkaç basit seçeneği kabul ederek hayatı kolaylaştırabilir.
Sonuç: Pirinç Yasası Hayatımızın Küçük Gerçekleriyle Çakışıyor
Pirinç Yasası, aslında bize her şeyin bir bedeli olduğu ve her seçimde bir sonuç bulunduğu gerçeğini hatırlatıyor. İster bir yemek yaparken, ister bir karar alırken, ya da sadece sosyal hayatımızda dengeyi kurarken, her şeyin ölçüsünde olmasına dikkat etmek önemlidir. Yani fazla pirinç almak, hayatın karmaşasını artırabilirken, az almak da açlık yaratabilir.
Ve şimdi bir kez daha diyorum: Pirinç yasası nedir? Bazen kararsızlık ve karmaşayla, bazen de en doğru kararları vererek yaşamı devam ettirmenin kuralıdır. Bunu kafada fazla büyütmeden, günlük hayata adapte edebiliriz. Pirinç, sadece bir örnek… Ama hayatın her noktasında karşımıza çıkan, daha derin anlamları olan bir yasadır. Ve belki de bu yüzden Pirinç Yasası, bana en çok “Hayatında denge kur” diyor!